sonunda.

10 aydır süren sessizliğimizi, geçtiğimiz günlerde ansızın elimize ulaşan bir basın kampanyasıyla bozuyoruz sayın seyirciler.
creative juice/g1'dayken başladığımız jockey donlarının kampanyası bitmiş, bitmekle de kalmamış yarışmalarda finalist olmaya başlamış. bu donların olayı, afedersiniz testislerinizi yerine sabitleyip, ne gibi bi aktivite içinde olursanız olun esneyerek rahat tutması.
evet, işte işler.



ve işte künye:

Advertising Agency: Creative Juice\G1, Bangkok, Thailand
Executive Creative Director: Thirasak Tanapatanakul
Art Directors: Nanat Teparak, Thirasak Tanapatanakul
Copywriters: Gokhan Yucel, Setthar Kheowngamdee, Panusard Tanashindawong

Creative Juice\G1

Peki ben niye burdayim…?

Evet sayin seyirciler, buraya gelis nedenimiz bu kez de Creative Juice/G1’da calismak. Su anda resmi olarak Asya kitasinin en iyi ajansi sifatini tasiyan Creative Juice, yillardir aslan gibi kampanyalara, filmlere, ilanlara imzasini atiyor, dunyanin dort bir yaninda odulden odule kosuyor.

Tum bu basarinin mimari, ayni zamanda bizim bangkok’taki kontagimiz ise, Thirasak Tanapatanakul. 3 yil once buranin basina gecen Gai nick name’li Thirasak, geldiginden beri ajansin 6 kat buyuyup bi reklam devine donusmesini saglamis. Son derece misafirperver ve sempatik bi kisi olmasi da cabasi. Ustelik iyi de iciyor.
Yani ideal kreatif direktor kendisi.
iste Thirasak Tanapatanakul.
Peki anlatiosun da ne yapmis bu ajans derseniz, iste en iyi islerinden birkaci…




Ozel dosya: Beng Mealea

Son gunumuzde, yuzen koyden sonra tuk tuk soforumun israrlariyla gittigimiz bu tapinak da bambaska bi olaydi. Sehirden 80 km uzakliktaki Indiana jones temali bu tapinakta diger muze temali tapinaklardan farkli olarak cokmus gecitlerin arasindan binbir alengirle gecerek yol aliyor, yuksek yuksek taslara tirmaniyorsunuz. Yani bir adrenalin pompasi desem yeridir.
Yaklasik 2 saat suren harika yolculuk ve bu yolculukta gorulen fena halde khmer seyler de cabasi.

Mesela bu garip yiyecek. Bambumsu biseyin icinde aldiginiz bu seyin ustu tutun gibi bi tabakayla kapli. Bu tutunumsu olayi cikarip bambunun geri kalanini muz gibi soymak suretiyle actiginizda icinden pilav cikiyor sayin seyirciler. Uzakdogunun aslan Max’i resmen, bambustik.
Ama tadi da kivami da cok guzel.

Baska bi olay da, onunuzde rendelenen buzla yapilan bu tatli. Hatta yapilisi da var elimizde. Simdi bununla ilgili VTR’mizi izliyoruz.

Neyse, tapinagimiza donecek olursak her yerin agaclar tarafindan kaplanmis oldugu bu garip mekanda geceleri her turlu tehlikeli canli, mesela kobra yilanlari, cirit atmakta, tehlike sacmaktaymis. Ha inanilir mi? neden inanilmasin, kambocya burasi. Komodo ejderinin ana vatani. Her sey olabilir. Zaten yikintilar ideal ev bunlara.mesela bakin, zehirli, canavar bi orumcek.

Bu arada ek not olarak, bu essiz tapinagi gezmek icin tum bu yikintilarin arasindan gecmek zorunda kalisimizin sebebi sandiginiz gibi zaman degil sayin seyiciler…
Ne peki?
Amerika dediginizi duyar gibi oluyorum ama o da degil, Pol Pot rejimi sirasinda dallamaca her yere serpilmis mayinlarin patlamasi sonucunda yikilmis tum tapinak.
Buradan Pol Pot’a da selamimizi iletiyoruz yani.

Ozel dosya: Floating village

Iste kambocyayi insanin zihnine altin harflerle kaziyan olay, yuzen koy.
biraz fazla engebeli bi yoldan kafa goz yararak gidilse desonunda gorulen olay akillara durgunluk verici. Gerci tayland’in da yuzen carsisi falan var ama, burda insanlar golde, gemi binalarin icinde yasiyolar efendim. Aksam misafirlige evleriyle gidebilme luksune sahip bu insanlara ister istemez gipta ile bakiyor insan. Gozun alabildigine uzanan evler, devamli bir hareket halindeler. Sanirsam tam da bu nedenden dolayi kapi numaralari yok. Sayim memurlarinin halini siz dusunun artik.

Siz demisken, sizlere daha once de bahsettigim cocuklarin sandalli versiyonlari burada da cikiyor tabii karsimiza, 1 dolara muz satan bu cocuklara ne diyecegimi bilemiyorum sayin seyirciler. Neyse ki bizim teknenin motoru cocuklarin dandik salina hizla fark atiyor da kurtuluyorum.

Gezimize timsah ciftligiyle devam ediyoruz. Soylememe gerek var mi bilmiyorum ama burasi kambocya. Komodo Ejderinin dogdugu yer. Her taraf korkunc, tanimsiz yaratiklarla kapli. Timsah gorunce rahatliyo insanlar yani. Dolayisiyla bizimi urkuntumuz de garip geliyo bu khmerlilere. Bu arada timsah hayvani da hic hareket etmiyor sayin seyirciler. Tam “doldurulmus lan bunlar, parami verin!” diyeceim sirada timsahlardan birinin kasini hafifce “ssssst” dercesine oynattigini gordum de susakaldim neyse ki.

Bu timsah atraksiyonu gezimizin de noktalanmaya yuz tuttugu anlardan biriydi. Donus yolunda lnely planet kitabindan gorup, binbir numara cekerek gitmeyi basardigim National Gecko Entertainment Museum”un afedersiniz ama insanin gotuyle bile gulmeyecegi bi yer cikmasi(o kadar ki, Gecko yok icerde…..hatta hayvan bile yoktu, yemin ediyorum, cizimleri vardi) bu lonely planet meselesine kuskuyla bakmama yol actigini da inkar etmeyecegim artik. Bangkok’da da kac kere kayboldum zaten bunlarin yuzunden.
Neyse.

Ozel dosya: 7 kere harika, Angkor

Biliyorsunuz bir suredir dunyanin 7 harikasindan ikisini barindiran Turkiye’nin pesinden is ceviren cesitli isguzar ulkeler Dunya’nin yeni 7 harikasi’ni secmeye calisiyorlar. Hatta adaylar da internet uzerinden oylaniyor.

Bu yeni yedilemede, yedinin biri olacagina kesin gozuyle bakilan Angkor Wat’i yerinde inceleme sansiniz buldugumuz, zaten bu yuzden geldigimiz kambocya sagolsun bizi boynu bukuk birakmadi, tapinagin krali nasil olur gosterdi.

angkor
Uploaded by bolarzortar


Oncelikle sundan bahsetmek gerekiyor ki, Angkor ve Wat farkli seyler.
Hatta bu Angkor Wat denilen olay tek bi mekan da degil genis bir bolgeye verilen genel ad. “ne kadar genis, futbol sahasi kadar var mi?” derseniz, icinde 72 ayri tapinak barindirdigini soyleyebiliriz rahatlikla. Ama bunlarin en asili. en unlusu, en karanligi tabii ki de Angkor. Kumtasindan yapildigi icin zamanla kararip bugunku kirli pasli gorunumune kavusan saheser, insanin icini husu ile doldurmasa da, “vay be, ne yapmis adamlar zamaninda” gibi ic cekmelere yol aciyor. Her yeri ince ince oya gibi islenmis resmen. Cevresini saran 4 galeride hint mitolojisinden cilgin hikayeler var(Ramayana, Mahabharata gibi…)(ikinci bi parantez acmak gerekirse, bi dort duvardan birisin amerikalilar tarafindan top atesleri esliginde yikilmis. Artik ben sana ne diyim amerika… yedi tane var bunlardan. ayiptir.)
iste bahsi gecen muhtesem duvarlardan biri...

Tabii cilgin turist kalabaliklari insanin tadini kacirmiyor degil. e biz de ne yaptik, ikinci gun sabahin 5’inde uyanip sizler icin gun dogumunu izlemeye gittik. Ama bir de ne gorelim, tum japonlar orda… yani gelecekten gelen bu minyatur istilacilardan kacis yok. biz de pes edip “arigato” diyerek yanlarina yanasip uyumadigimiz uykuya yanarak romantik gunesin dogusunu izledik. Ama hakkini vermek gerek, guzel doguyor burada gunes.
iste yoldan cekilmedigi icin ister istemez kadrajima dahil ettigim sinir bozucu bi japon.

Gereksiz diger bilgilere gececek olursak, ortadaki en yuksek kuleye cikmak isterseniz, herbiri bacagim yuksekligindeki tamamen bilincsizce yapilmis bidunya basamagi tirmanmaniz, daha kotusu yukarida bi’ 15 dakika gecirdikten sonra inmeniz gerekiyor. Tabii ki de sizler icin tum bu zorluklara katlandik, girilebilecek her delige japonlarin pesinden kafamizi sokup cikilabilecek her kuleye, tum agrilarimiza ragmen tirmandik.(japonlar bunlarin bicoguna boyu basamaklara yetismedigi icin cikamadi).


Neyse, iste sayin seyirciler Angkor Wat harika, bombastik bi yermis gercekten. Ben kendim dunyanin 7 harikasindan birine(mozole) ev sahipligi yapan bodrum’da yetistigim halde oyumu bu adaya veriyor, ve helal olsun diyorum.
Hatta 7 oyumun hepsini buraya veriyorum.
Helal sana Ankor!

Ozel dosya: Kambocya’ya giris.

Yillar yili filmlerde “Kambocyalilar! surda calilarin arasinda!” gibi replikler duyarak buyudukten sonra bu caliliklar arasinda yasayan halki yakindan tanimak, ve bu arada da dunyanin yeni yedi harikasindan birincisini gormek icin Khmer topraklarindaydik sayin seyirciler. Ama isterseniz Angkor Wat’a gecmeden once ulke hakkinda genel bi bilgi edinelim.
Tayland’in hemen kuzeyinde yer alan Kambocya Kralligi da ayni Tayland gibi bir kral tarafindan yonetilmekte. Ancak kralimiz gibi olgun ve cok yonlu biri tarafindan degil, bunun yerine deyim yerindeyse yirmilerinde korpe bir delikanli tarafindan. Yeterince guclu bir kral olmadigi YouTube’larin acik olmasindan da anlasiliyor zaten.

iste bahsi gecen genc kral Norodom Sihamoni

Ulkenin genel tarihine soyle bir bakacak olursak, bir zamanlar yorenin bickin delikanlisi havalarindaki Kambocya, Pol Pot rejiminden sonra zamanda yolculuk yaparak tekrar ortacaga donmus. Halk hala sefalet icinde, buna bagli olarak da her sey cok ucuz(ne kadar ucuz? 1,5 dolara t-shirt alacak kadar).

Gezimizin merkezi Siem Reap. Burasi bir zamanlarin Khmer baskentiymis ama, bu ulkede baskent devamli yer degistirdigi icin su anda degil. Ancak deginmek istedigim soyle bir konu var, o da Siem Riep’in anlami. Siem, yani Siam, yani Siyam, Tayland’in eski adi. Reap ise, yok edildi, yenildi anlamina geliyor. 15. yuzyilda Taylandlilar burayi isgal ettikten sonra Khmerler ani bir baskinla geri aldiklarinda, sehre “nasi koyduk ama” anlamina gelen bu adi koymuslar. Herkese de gururla anlatiyorlar. Tabii bu arada Tayland acmis arayi gidiyor her turlu…yani “ne oldum diiil, ne olucam” demeli diyorum.

iste yukardan siem reap.

Sokaklara cikacak olursak, turistik her yer cok turistik, cok bogucu. Her tapinagin onunde pusuya yatmis 20-25 cocuk var. ve hepsinin hafizasi sizden daha iyi, “o ben diiildim” diyince yemiolar yani. Ha bu cocuklarin olayi ne? bilezik, kartpostal ve yahut kitap satmaya calisiyorlar. Ama her turlu psikolojik baski soz konusu. Zaten cok tatlilar. Hele 4-6 yas arasina cevap verip hayir dicek gucu bile bulamiosunuz, iciniz parcalanio, ama demeniz gerekli, zira birinden bisey alinca fislenme serefine nail oluyosunuz, ki bunun sonrasi cok korkunc (ilk gun oldu bana). Ama bu cocuklar olmasa bunlarin bi boy buyugu tuk tukcuklar var. yani her turlu abluka altindasiniz. Dolayisiyla sabirli olmak guleryuzlulugu elden birakmamak gerekiyor.
Bu konuyu birakip daha hos bir konu olan Khmer mutfagina gelecek olursak, Tayland’a ne kadar yakin olsa da Khmer yemek kulturu bambaska. Bir kere kapali adam gibi bi yerde yemiyorsaniz, belirli bi olcude sinege ses cikarmamayi ogreneceksiniz. Zira sinekler(kara) her yerde. Ama her yerde. Yine de yemekler guzel, damak tadi bizimkine yakin. Hatta yerel Rambo yemegi Amok gercekten sahane. Dunyanin yedi harika yemegi siralamasina 4 numaradan giren amok tum lokantalarda hit yemek olarak sunuluyor zaten, kacirmak mumkun degil.

Tapinaklara gecmeden once eklememiz gereken son garip seyse, burada 3 ayri inancin birden yeseriyor olmasi, hinduizm ve budizm basi cekerken islam peslerinden geliyor. Ama garip olan sey, tapinaklarin gunumuzde hindu ve budistler tarafindan ortaklasa kullaniliyor olmasi.Soyle ki, tapinaklarin cogu hindu geleneklerine gore yapilmis. Ama budist parmagi atilmis akabinde de. Ornegin resimdeki karakter Buda degil Vishnu aslinda, ama ustunu turuncu cupbeyle kaplayarak bi tasla iki kus vurmuslar. Yani gordugunuz goreceginiz tum karakterler hindular icin Vishnu, Brahma ya da Shiva’yken budistler icin Buda.

Evet, garip.
Ama burasi kambocya.

kambocya'dayim, donucem.

parkta bir gun

gectigimiz pazar oyle bi miskinlik hali icindeydim ki, oyle patlak lastik gibi dolasacagima kicimi kirip biraz oturiiim dedim sayin seyirciler. bunun icin de evime cok da uzak olmayan kralice'nin parki'na gittim. kralice orda degildi ancak sukunet dolu bir gun gecirmek icin gereken her sey ordaydi...cimler, saril saril akan sular, kuslar, cicekler ve bocekler gibi...
tabii bu arada tayland'da spor gundemini inceleme firsati da buldum, kaykayci genclerden ayak voleybolcularina(ki Sepak Takraw deniliyor bu spora, hastasiyim) cesit cesit sporla ilgilenen insanlar adeta bu parkta toplanmisti.
cok takilmadim tabii, cantami basimin altina alip cimlerde uyudum onun yerine.
2-3 saat uyumusum herhalde... neyse, iste basimdan gecenlerin kanitlari.iste kuslar...

iste kaykayci taygencligi.

ve iste Sepak Takraw! insan cevikliginin sinirlari iste bu oyunda zorlaniyor sayin seyirciler. kareleri dikkatle incelerseniz ne demek istedigimi anlayacaksiniz.(bununla ilgili cok guzel bi videom da vardi ama biliosunuz You Tube'lar kesik.)

Wat Arun-The temple of the dawn 2: The dusk.

evet sayin seyirciler, Wat Arun'la ilgili yaptigimiz ilk haberin uzerine telefon hatlarinin kilitlenmesi ve hatta YouTube'larin kesilmesi uzerine sizler icin elimize su anda ulasan 2 yeni fotografi daha koyuyoruz.iste uzaktan Wat Arun.
ve iste Wat Arun'un hemen yaninda yer alan, kapisinda gardiyanlik yapan canavarlarin bulundugu garip yer.

bangkok bb

evet, sasirdiniz di mi?
ben de sasirdim sayin seyirciler.

bizi uzun zamandir takip edenler, eskisehir gunlerinde nesemize nese katan bangkok bb adli muzik grubunu da bilecektir sanirsam. ancak yillar yili "acaba bu bb ne demek?" diye merak eden insanlar cesitli spekulasyonlar yaratmisti hatirlarsaniz(booze band, blues band, big bang, bango bong, big babol, brigitte bardot vb. gibi). ancak hazir yerine gelmisken sizler icin bu konuyu arastirdim ve gercekten de bisey buldum.
iste cevabim: Bangkok Big Band.
her persembe bangkok'un en saglam jazz barlarindan Brown Sugar'da sahne alan bu grup, kimbilir belki de Bangkok BB'nin atasidir.......ama belki de degildir sayin seyirciler. sanirim bunu asla tam olarak bilemeyecegiz...
ama canli performanslari gercekten cok iyi, beklerim.

Wat Arun: The temple of the dawn

Chao Phraya nehrinin kenari, buradaki eski yerlesimin merkezi oldugu icin en saglam tapinak ve saraylar burada yogunlasmis durumda(wat pho, grand palace vb. gibi). iste bunlardan biri de tekneyle gecerken hep gordugum ama nehrin o tarafina nasil gecilecegini bilemedigim icin gidip de inceleyemedigim gizemli bir tapinakti. ama gectigimiz hafta adinin Wat Arun, karsiya gecmeninse cok kolay oldugunu ogrendim, ve sizler icin bu essiz tapinagi kolacan ettim.
"cay bardaginin altligindan tapinak olur mu" sorusuna tokat gibi bi cevap bu tapinak. zira ince ince islenmis kucucuk tabaklardan olusuyor suslemenin buyuk cogunlugu.
ramayana'dan karakterlerle ayri bir hava kazanan Wat Arun, gunes batarken de ayrica guzel gorunuyor sayin seyirciler...
ancak simdilik karartilmis siyah-beyazlarla yetinmemiz gerekiyor.
ama bunlar da guzel.

yorumsuz...

soyleyecek bisey bulamiyorum sayin seyirciler.

YouTube laneti...

evet sayin seyirciler.
gun gecmiyor ki gittigim bir ulkede YouTube yasaklanmasin.
iste Tayland da Turkiye gibi hosuna gitmeyen videolar yuzunden tum ulkenin YouTube ulasimini kesmis durumda. sebebi ne diyecek olursaniz, kendini bilmez Burma'li bir vatandasin kralimizin palyaco gibi gorundugu bir videoyu yuklemis, YouTube'un da ifade ozgurlugu nedeniyle dosyayi silmemis olmasi. buraya geldigimden beri guzelim bloguma hic video yukleyemiyor olmamin sebebi iste bu burma'li arkadas.
kendisini buradan mutlulukla anarken, butun bir ulkenin baglantisini kesmek gibi zekice bir yontem bulan tayland kralligina da tesekkurlerimi sunuyorum.iste bu da, bir cafe'de otururken karsilastigim YouTube'lu, Ataturk'lu haber metni. tahminen onlar da bizden bahsediyorlar.

bangkok'da bir gun1

evet, burasi buyuleyici guzellikleriyle sasirtici bir yer oldugu gibi karmasik isimleriyle de akillari golgede birakan bir sehir sevgili seyirciler. bu nedenle de gittigim her yeri ayri ayri dosyalamaktansa, birgunde gordugum seyleri iceren haberler hazirlamanin da hos olabilecegini dusunerek "bangkok'da bir gun" serisine baslamak niyetindeyim.
sabahtan aksama, bangkok kazan biz kepce gezip, gordugumuz tum enteresan seyleri elimizden geldigince sizlere aktarmaya calisacagiz.... evet...

Full Metal Palace'dan ciktiktan sonra yolumu kaybettigim bir anda ara sokaklara girmem sonucu boyle bir goruntuyle karsilastim sayin seyirciler.hayatin cok daha durgun oldugu bu bolgeler ayni derecede serin de. ancak cok duramadim, zira lonely planet kitabima gore o sirada bambaska bir yerde olmam gerekiyordu.ancak yaklasik 45 dakika daha kayip dolastiktan sonra sonunda bulmam gereken seyi bulmustum. bu nedir diyecek olursaniz, adi the giant swing. kral 1. Rama'nin baskenti buraya aldirmasi uzerine yaptirilmis gercekten de buyuk bir yapi, adeta bir sergei bubka abidesi.iste bangkok'un en buyuk sirri sayin seyirciler. orada gordugunuz metnin tamami bu sehre ait. yani sehri orjinal ismi. yani:Krungthep Mahanakon Bovorn Rattanakosin Mahintharayutthaya Mahadilokpop Noparatratchatathani Burirom Udomratchanivetmahasatan Amornpiman Avatarnsatit Sakkathattiyaavisnukarmprasit. ne demek oldugunun ingilizcesi de soyle(ceviremicem, kusura bakmayin):The city of angels, the great city, the residence of the Emerald Buddha, the impregnable city of God Indra, the grand capital of the world endowed with nine precious gems, the happy city, abounding in an enormous Royal Palace that resembles the heavenly abode where reigns the reincarnated god, a city given by Indra and built by Vishnukarn.burasi da kralligin demokrasiyi kutladigi nokta olan "demokrasi aniti". bence bilimkurgu filmlerinden firlamis, hatta ve hatta spider-man 2'de doc ock'un kullandigi, sonunda infilak eden aletin duvar rengine boyanmisi.burasi da artik ayaklarimizin iflas ettigi bir anda karsilastigimiz park. adini hatirlamiyorum ama her cesit insani barindiran, harika bir yer. ozellikle yatiyorsaniz.

evet, sayin seyirciler, iste bir gunun daha boyle sonuna gelmis bulunuyoruz. baska bir gunde tekrar bulusuncaya kadar parkta kalin.

Full Metal Palace: Loha Prasat

evet sayin seyirciler, bangkok'un unlu yapilarini tanimaya devam edelim isterseniz.
pek insanin adini bilmedigi ve benim de yolumu kaybettigim bir anda sans eseri rastladigim Loha Prasat, Metal Palace, 3. Rama zamaninda, kralin torununu sereflendirmek uzere yaptirilmis. 36 metre yuksekligindeki bu yapida 37 ayri metal kulecik bulunmakta. bence bu kadar altin renkli yapinin arasinda sekliyle, tarziyla farkini aninda ortaya koyan bi yer oldugu icin icinde oldukca zaman gecirdim.
siddetle tavsiye ediyorum.

ve iste kalenin en ust katinda karsilastigim sevimli pisicikler...

His majesty, King Bhumibol Adulyadej.

Fark etmissinizdir, neredeyse her yazida kraldan bi kere bahsetmek durumunda kaliyorum.
Zira Tayland’da kraldan daha populer bi insan daha yok.
Sokakta tezgahlarda tarkan, hulya avsar fotografi gibi kral fotograflari satiliyor. Zaten krallarina toz kondurmuyor taylandlilar. Her evin onunde bir kral portresi var.
e tabi bi insan bu kadar sevilince siz de kayitsiz kalamiyor sevmeye basliyorsunuz.
O yuzden ben de seviyorum kralimizi.
Cok yasa kralim!bu arada kendisi uluslararasi alanda meshur da bir muzisyen... "the king of jazz" ve yahut da "the jazzy king" adiyla aniliyor... yazdigi kitaplardan bahsetmiyorum bile.

Wat pho.

Kulturel miraslariyla insani her daim sasirtmayi basaran Bangkok,ta, neredeyse adim basi tapinaklara, sunaklara rastlamak mumkun sayin seyirciler. ultra teknolojik skytrainler ve tapinaklari ayni cerceve icinde dusunmek biraz garip olsa da bu acaip insanlar bi sekilde dogu ile batiyi ayni potada eritmeyi basarmislar. Evet ayni Burcin Orhon gibi.
Bu bahsi gecen tapinaklar icinde de biri var ki, digerleri adini duyunca bi adim geri cekiliorlar.
Evet, Tayland’in ilk tapinagi unvanini kuruldugu gunden beri hic kimselere kaptirmayan Wat Pho’dan bahsediyoruz sayin seyirciler. Dev boyutlardaki som altindan “Yatan Buda”ya ev sahipligi yapan bu dantel gibi islenmis tapinakta insanin ister istemez ici husu ile doluyor, isi gucu birakip buralarda budist olasi geliyor.Tapinagimiza donecek olursak, asil adi Wat Phra Chetuphon Vimolmangklararm Rajwaramahaviharn olan Wat Pho, icinde 394 adet klasik buda heykeli barindirmakta, yani adim basi Buda heykeli gormek mumkun. dahasi bu yapida masaj ve el fali egitimi de verilmekte. hatta ve hatta dunyaca unlu thai masajinin ortaya ciktigi yer de burasi. kral 1. rama, 'herkens ogrensin bu masaj meselesini' deyip, tapinagin duvarlarina vucuttaki hassa bolgelerin bilgilerinin yer aldigi cizimler astirmis. yani duvara yeteri kadar bakarak masaj ustasi olmak mumkun. el fali demisken de, hazir yerini bulmusken baktirdik tabii elimize. Tahmin edersiniz ki baktirmadan once “fala inanmam ben, yalan dolandir bunlar” havasindaydim, ama falin daha ikinci dakikasinda yedigim 4 golle kendimi birakmanin en dogrusu olacagina karar verdim. Simdi neler dedigini soylemiycem tabii ama bittiginde adama sarilmamak icin zor tuttum kendimi sayin seyirciler. O kadar basariliydi yani.
Falin pesinden, cuzi bir ucret karsiliginda bizi gezdiren rehberimiz, “cok sanslisin, kesislerin torenine rast geldin” dedi(yani neymis, her yere gec kalmak bazen boyle ise de yariomus). Neyse efendim, ayakkabilarimizi cikarip buyuk baska bi yapinin icine girdik sessizce, icerde yaklasik 100 kesis mirildanarak ayinlerini gerceklestirmekteydi. Insanin icine isleyen bu mekanda yaklasik 10 dakika boyunca oturup kesisleri izledikten sonra, “kolay gelsin abiler” diyerek cikip, gezimizi de bu sekilde noktalamis olduk.Evet, kral 1. Rama’nin baskenti bangkok’a aldirdiktan sonra yaptirdigi bu muhtesem tapinakla ilgili soyleyeceklerimiz simdilik bunlar. Baska bir tapinakta tekrar bulusuncaya kadar Buda sizinle olsun.